Rasyonda Kullanılan Bazı Yem Hammaddeleri ve Özellikleri
Mısır
İrilik, biçim, renk vb bakımından çok sayıda çeşit ve formu olmakla birlikte hayvan beslemede daha çok sarı mısır kullanılmaktadır. Enerji düzeyine bağlı olmakla birlikte kesif yem karmalarının yaklaşık yarısı sarı mısırdan oluşmaktadır, hayvanlar üzerinde zararlı etki yapmaz.
Selüloz oranı çok düşük olduğundan sindirilme derecesi yüksektir. Organik maddeleri kümes kanatlıları tarafından %80, diğer hayvanlar tarafından %90 dolayında sindirilir.%7-8 dolayında ham yağ içermektedir. Mısır proteini önemli aminoasitlerden triptofan ve lizin bakımından yetersiz olduğu için biyolojik değeri düşüktür. Kalsiyum, P, Fe, ve Cu içeriği diğer tahıllara göre yetersizdir. Fosfor büyük ölçüde embriyoda birikmiş olup, fitin tuzu formundadır.
Mısır tüm hayvanlara verilebildiği halde doymamış yağ asitleri bakımında zengin olduğu için tereyağını yumuşatıcı etkisi vardır. Bu nedenle arpa gibi yağı sertleştiren yemlerle birlikte verilmesinde fayda vardır.
Mısır özellikle kanatlı beslemede çok aranan bir yem kaynağıdır. Bunun başlıca nedeni enerji değerinin yüksek oluşu, iyi bir deri ve yumurta sarısı pigmentasyonu sağlamasıdır. Kanatlı rasyonlarına %50 düzeyine kadar katılabilir. Ancak mısır kullanılan kanatlı rasyonlarında lizin yetersizliği gelişme üzerine olumsuz etki yapabilir. Bu nedenle fazla miktarda kullanılan kanatlı rasyonlarının lizin düzeyi yüksek kaliteli protein kaynakları ile desteklenmesine özen göstermek gerekir. Ayrıca yüksek oranda mısır içeren karmalarla beslenen etlik ğiliçlerin yağlarında yumuşama görülebilir.
ARPA
Bira sanayinin dışında tümü hayvan yemi olarak değerlendirilmektedir. Arpanın yazlık-kışlık çeşitleri ile cılız-dolgun daneleri arasında yapı ve besleme değeri açısından çok büyük bir fark bulunmaz.
Arpanın protein içeriği ve protein kalitesi çok yüksek değildir. Arpa proteini lizin, triptofan ve sistin gibi aminoasitler bakımından mısırdan daha zengindir. Ancak ham selüloz içeriğinin yüksek, yağ içeriğinin daha az olması enerji değerini düşürmektedir. Arpanın vitamin A ve riboflavin içeriği yeterli olmadığı halde pantotenik asit düzeyi çok yüksektir. Bu nedenle büyük ölçüde mısıra adayalı beslemede görülen kemik hastalıkları, katılık ve tutukluklara arpa ile daha az rastlanır.
Arpa bütün hayvanlara verilebildiği gibi özellikle geviş getiren hayvanlar için daha uygundur. Ancak koyun ve keçilere verilenin dışındakiler kabaca kırılarak ya da ezilerek hayvanlara verilmelidir. Ancak koyun ve keçilere verilenin dışındakiler kabaca kırılarak ya da ezilerek hayvanlara verilmelidir. Aksi takdirde at, katır, sığır ve manda gibi hayvanlara verilen arpa danelerinin önemli bir kısmı sindirilmeden dışkı ile atılabilir. Buna karşın çok ince öğütülecek olursa ağızda hamurlaşma nedeniyle tüketimi azalmaktadır.
Arpa süt sığırları içinde en uygun yoğun yemlerden birisidir. Selüloz içeriğinin yüksekliği nedeniyle rumende topaklaşmalara engel olduğundan sindirimi kolaylaştırır. Süt ineklerine verilen yoğun yem karmalarının selüloz düzeyini artırmak, süt yağı ve süt şekeri oranının artmasına da olumlu etkide bulunmaktadır. Bunun yanı sıra tereyağının aşırı yumuşamasını engelleyerek kalitesini iyileştirmektedir. Bu nedenle süt ineklerinin rasyonlarına bir miktar arpa sokulmasına özen gösterilmelidir.
Arpa, enerji düzeyinin düşük olması, yapısındaki ß-Glukanlar ve pentozanlara bağlı sindirim güçlüğü nedeniyle etlik civciv ve piliç rasyonlarında çok fazla kullanılmaz. Aksi takdirde sindirim bozukluklarına, büyümede yavaşlamaya, yapışkan dışkı (kloak etrafında dışkı birikimi) ve ıstlak altlık oluşumuna neden olur. Bunun yanı sıra civcivlerin ince öğütülmüş rasyonlarına fazla miktarda öğütülmş arpa katılması halinde barsak tıkanmaları sonucu ölümlerde görülebilmektedir. Arpa genellikle enerji gereksinmeleri daha az olan yumurta piliç ve tavuk rasyonları ile damızlık tavuk ve hindilerin rasyonlarına katılmaktadır. Ancak uygun enzim takviyesi ile etlik piliç rasyonlarında da belirli düzeylerde kullanılabilir.
BUĞDAY
Buğdayın kimyasal yapısı diğer tahıl tanelerine göre daha geniş değişim gösterir. Buğdayın protein içeriği iklim, çeşit, toprak ve gübreleme gibi etkenlere bağlı olarak %8 ile %20 arasında değişebilmektedir. Sert buğdaylar yumuşak buğdaylardan daha fazla protein içeriğine sahiptirler. Buğday proteini lizin ve triptofan içeriğinin yüksek olması nedeniyle mısır proteininden daha kalitelidir. İnce öğütülmüş buğdayın kümes kanatlılarına verilmesi halinde kursakta hamur kitlesi birikebilir.
Vitamin A ve D düzeyi çok yetersizdir. Diğer tahıl taneleri gibi riboflavin miktarı yetersiz olmakla birlikte nikotinik asit ve pantotenik asit düzeyleri mısırdan yüksektir. Ayrıca Vitamin E bakımından çok yüksektir.
Buğday geviş getiren hayvanlara alıştırılmadan fazla yedirildiğinde sindirim zorluğu, şişme ve bazende ishale neden olabilir. At gibi geviş getiren hayvanlarda kaşıntı ve koliklere neden olabilir. At ve katır gibi iş hayvanlarına kabaca kırılarak verilmeli ve kolikleri önlemek için kaba yemlerle karıştırılarak verilmelidir.
Süt ineklerinde yoğun yem karmasının 1/3 nü buğday oluşturacak şekilde verildiğinde en iyi sonuç alınmaktadır.
Kümes kanatlıları pentozan (ksilan) içeriği nedeniyle buğdayı diğer çiftlik hayvanlarına oranla daha az sindirebilmektedirler. Ancak organik maddelerin sindirilme derecesi yine de %80 in üzerindedir. Kümes kanatlılarına aşırı miktarda buğday verilmesi halinde sindirim bozukluğu, yapışkan dışkı ve ıstlak altlık gibi sorunlarla karşılaşılabilir. Buğday kanatlılara genellikle kırılarak veya öğütülerek verildiği gibi tercihli yemleme uygulamalarında bütün dane olarak da verilebilmektedir. Buğday danesinin kanatlılara öğütülmeden bütün olarak verilmesi taşlığı harekete geçirdiğinden sindirilebilirliğini olumsuz yönde etkiler.
ÇAVDAR
Besin maddeleri içeriği bakımından buğdaya benzemekle beraber dolgun daneliçavdarın nişasta içeriği buğdaydan yüksektir.Amino asitlerden lizin, methionin, lösin ve izolösin yetersiz düzeydedir.Mineral madde bileşimi buğdayda olduğu gibi iyi değildir.Mg ve P bakımından oldukça zengin olmasına karşın Ca ve iz elementler bakımından yetersiz düzeydedir.
Düşük selüloz içeriği ve sindirilme derecesinin yüksek olması nedeniyle enerji değeri iyi olduğu halde, çavdarın besi hayvanlarına fazla yedirilmesi halinde sindirim bozuklukları ve ishal görülür. Bu durumda çavdarda yüksek düzeyde bulunan pentozanlar, ß-Glukanlar ve pektinlerin sindirimindeki güçlüğün ve barsak florasını değiştirmelerinin yol açtığı bildirilmektedir. Çavdarın besi rasyonlarında %20 yi aşmayacak şekilde kullanılmasına özen gösterilmelidir. Ayrıca çavdarmahmuzu-ergot-(Claviceps purpuera) ile bulaşık olması halinde lezzeti azaldığı gibi hayvanlar için tehlikeli de olabilir. Adı geçen mantarın içerdiği alkoloidler sinirler üzerine etkide bulunarak, hayvanın dengesini yitirmesine, felç ve krampların ortaya çıkmasına neden olurlar. Bunun yanı sıra uterusu etkileyerek gebe hayvanların yavru atması sonucunu da doğururlar. Çavdar mahmuzu yanında çavdarda tripsin ve kimotripsin engelleyicisi ve amilaz engelleyicileri de bulunmaktadır. Çavdarda ayrıca egzamalara yol açan alerjik bir etmeninde bulunduğu bildirilmektedir. Yukarıda bildirilen sakıncaları nedeniyle çavdarın hayvanlara tek başına değil, mısır, yulaf veya arpa ile karışık halde verilmes gerekir.
Çavdarın süt ineklerine de tek başına yedirilmesi halinde yukarıda belirtilen sakıncalar ortaya çıkmaktadır.
Kümes kanatlıları tarafından pek sevilmediği gibi protein kalitesi açısından da yeterli değildir. Rasyonun %52inden fazla olması halinde sindirim bozukluğu görülmekte, verim düşmekte ve yapışkan dışkı oluşmaktadır.
TRİTİKALE
Buğday ve çavdarın melezlenmesi ile oluşturulan tritikale, kıraç ve eğimli arazilerde buğdaya oranla daha yüksek verimli, besin madde içeriği açısından ise çavdara oranla daha zengin bir yem kaynağıdır. Yetiştirme koşullarına ve yetiştiği toprağın yapısına bağlı olarak %11-20 arasında ham protein içerir.Enerji içeriği ve amino asit kalitesi buğdaya benzer olmakla birlikte çavdarınkinden daha yüksektir.Buğdayda olduğu gibi fitaz içeriği yüksek olduğundan mısır ve sorguma oranla yararlanılabilir fosfor içeriği yüksektir.Diğer besin madde içeriği açısından daha çok buğdaya benzer.Fiyatının uygun olduğu koşullarda buğday yerine rahatlıkla kullanılabilir.Çiftlik hayvanlarının beslenmesinde kullanım düzeyi konusunda buğday ile aynı özellikleri göstermektedir.
YULAF
Yulaf genellikle kavuzlu tüketilen bir dane yemdir. Kavuz tüm danenin yaklaşık %20-30 unu oluşturur. Kavuzsuz yulaf besleme değeri açısından buğdaya eşdeğerdir. Yulafın besleme değerini etkileyen unsur danenin kavuz oranıdır. Kavuz oranının %24 dn aşağı olması halinde düşük kavuzlu, %28'den yüksek olması halinde yüksek kavuzlu olarak kabul edilir.
Yulaf protein içeriği %16 ya kadar çıkabildiği halde proteinin biyolojik değeri bakımından diğer tahıl daneleri ile uyum gösterir. Özellikle lizin, treonin,metionin ve triptofan aminoasitleri sınırlayıcı faktör olarak ortaya çıkmaktadır.Tahıl daneleri arasında ham yağ oranı en yüksek olanlardan biridir.
Yulaf süt inekleri için uygun bir yem olmakla beraber tek başına yeterli değildir.Besin madde eks**liklerinin karşılanması gereklidir.Süt verimi ve yağ oranının artışına olumlu etkide bulunmaktadır.Yulafın fazla miktarda verilmesi süt yağının yumuşamasına neden olmaktadır.Süt ineklerine yulaf orta incelikte öğütülerek ya da kabaca kırılarak verilmelidir.
Yulaf kümes hayvanları için fazla uygun yem değildir. Yumurta tavuğu rasyonlarında %20 den yukarıya çıkarılmaması gerekmektedir. Civciv rasyonlarında ise %10-15 den fazla bulunması halinde yapısında ki B-Glukanlar pentozanlar nedeniyle sindirim bozukluklarına ve canlı ağırlık artışında azalmalara neden olur.
SOYA
Soya %32-33 düzeyinde protein içermektedir. Hayvanlara yedirilen bitkisel yemler içerisinde proteinin biyolojik değeri en yüksek olandır.%6-6,5 ile en yüksek düzeyde lizini soya proteini içerir. Ham selüloz içeriği düşük olduğundan organik maddelerin yaklaşık %90 ı sindirilir. Mineral bileşimi diğer baklagil tohumlarından daha iyidir. Kalsiyum fosfor oranı 1,2;1:2,5 arasında değişir.
Soya danesinde besin maddelerinin yanı sıra soya proteininden yararlanmayı azaltan, enerji ve yağ rezorpsiyonunu düşürerek gelişmeyi engelleyen enzimler, tripsin engelleyicileri ve saponin gibi bileşikler vardır. Bu nedenle özellikle domuz ve kümes kanatlılarının beslenmesinde çiğ soya kullanımı sakıncalıdır. Soyada bulunan 20 dolayında ki enzimden lipoksijenaz, üreaz ve tripsin engelleyicisi hayvan besleme açısından önemlidir. Lipoksijenaz yağları okside eder. Bir proteaz olan üreaz ise üreyi karbondioksit ve amonyağa hidrolize eder. Bu nedenle çiğ soyanın bulunduğu rasyona üre katılması halinde hayvanlarda amonyak zehirlenmesi görülür. Soyada bulunan tripsin engelleyicisi pankreastan salgılanan tripsin etkinliğini engelleyerek organizmadaki kükürtlü aminoasitlerin yoğun bir şekilde dışarıya atılmasına neden olur.
Soyanın bu tip beslenmeyi engelleyici bileşikler nedeniyle özellikle kümes kanatlıları ve tek mideli hayvanlara soya danesinin ısı işleminden geçirildikten sonra verilmesi gerekir.Özellikle soyanın ekstrüzyon işlemine maruz bırakılarak elde edilen formu olan tam yağlı soya veya yarı yağı alınmış yarım yağlı soya günümüz yem sanayisinin önemli bir ham maddesi durumundadır.
Süt verimini artırdığından süt inekleri için uygun bir yem olduğu halde fazla miktarda yedirilirse süte soya kokusu siner. Bu nedenle hayvan başına 1 Kg dan fazla verilmemeli.
Kümes kanatlıları için pişirilmiş soya(tam yağlı veya yarım yağlı soya) hayvansal proteinlerin yerine geçebilecek en uygun yemdir. Civciv rasyonlarında çiğ soya kullanılması halinde gelişme geriliği, pankreas büyümesi ve besin maddelerinin sindirilme derecesinin düşmesi gibi olumsuzluklarla karşılaşılır. Kümes kanatlılarının rasyonlarında hayvansal proteinin yarısının soya (soya fasulyesi küspesi+tam veya yarım yağlı soya ) proteininden karşılanması halinde en iyi sonuç alınmaktadır.
SOYA FASULYESİ KÜSPESİ
Özellikle kümes kanatlıların beslenmesinde son derece önemli bir yem olan SFK nın kabuklusu %44, kabuksuz %48-50 ham protein içerir ve proteinin biyolojik değeri diğer bitkisel yemlere göre çok yüksektir. Bunun nedeni %2,9-3 lizin içermesidir. Metionin soya küspesinde oldukça yüksek bulunduğu halde ısıtmanın az olduğu ekstraksiyon küspelerde bulunan tripsin engelleyicisi metionin ve sistinden yararlanmayı düşürür.
SFK daha çok kümes kanatlıların ve genç hayvanların yoğun yem karmalarına katılması önerilir. Süt ineklerine günde 2 ; 2,5 kg verilmesi uygundur. Küme hayvanlarında metionin bir hayvansal protein kaynağı ile desteklenmiş soya küspesi iyi sonuç vermektedir.
PAMUK TOHUMU KÜSPESİ
Elde ediliş yöntemine göre %35-45 arasında protein içerir. Lizin, Metionin ve sistin başta olmak üzere esansiyel amino asitler içeriği yetersiz olduğundan proteinin biyolojik değeri çok yüksek değildir.
PTK çoğunlukla toksik düzeyde gossipol içerir. Gossipol tek mideli hayvanlar için zehirli etkiye sahiptir. Ekspeller küspesi 200 500 mg/Kg, ön presten geçirilmiş ekstraksiyon küspesi 200;700 mg/Kg ve ekstraksiyon küspesi ise 1000 5000 mg/Kg serbest gossipol içerir. Genellikle tek mideli hayvanların rasyonunda 100mg/Kg dan fazla gossipolün bulunmaması gerekir. Gossipol civcivlerde iştahı azaltır, büyüme ve yemden yararlanmayı gerileterek ölümlere neden olabilir. Tavuklarda yumurta verimi ve ağırlığını düşürür. Geviş getiren hayvanlarda gossipolun toks** etkisinin olmadığı kabul edilmekle birlikte, son yıllarda fazla miktarda gossipol tüketimin bu hayvanlarda da çeşitli sorunlara neden olduğu bildirilmektedir. PTK yumurta akında pembe lekeler oluşturan bazı s**lopropen gurubu bileşikler içermekte olup, bunların en önemlisi sterkulik asittir. Bu bileşikler yumurta sarısının pH#8217;sını yükseltir, su oranını artırır ve beyaz renkli proteinlerinmiktarını fazlalaştırır. Ayrıca haşlanmış yumurtalarda sarının elastikiyet (lastiğimsi bir yapı) kazanmasına neden olur.
Süt ineklerine pres küspesi en fazla 1 Kg verilmelidir. Gebeliği ilerlemiş hayvanlara fazla verilmesi halinde yavru atmalara neden olabilir. Besi sığırlarına diğer küspe ve dane yemlerle birlikte günde en çok 4#8211;5 Kg PTK önerilir. En uygun miktar 1-2 Kg olup fazlası iç yağını sertleştirebilir. Öte yandan besiye alınan erkek materyallerin rasyonlarında PTK kullanımına ayrı olarak dikkat edilmelidir. PTK daki yüksek silisyum içeriği nedeniyle bu hayvanlarda idrar taşı oluşumuna bağlı ani ölümler görülebilir.
Kümes kanatlıları rasyonuna ekstraksiyon küspesi %10#8211;15 düzeyinde katılabilir. Ancak yumurta tavuklarında yumurta kalitesi üzerine olumsuz etkileri nedeniyle rasyonda PTK kullanımı son derece sınırlı olmalı veya rasyonda PTK lara yer verilmemelidir.
AYÇİÇEĞİ TOHUMU KÜSPESİ
Ayçiçeği küspesinin besleme değeri kabuklu ve kabuksuz oluşuna göre büyük ölçüde değişmektedir.Kabuğu hiç ayrılmamışsa Ekspeller ATK nın protein oranı %15 e kadar düşmekte, selüloz oranı ise %38 e kadar çıkabilmektedir.Buna karşılık kabuğu alınmış ekstraksiyon ATK nın ham selüloz oranı %15, ham protein oranı ise %40 ın üzerinde olabilmektedir.Türkiye de ATK nın %70 i Ekspeller yöntemi ile üretilmektedir.ATK lizin olmak üzere esansiyel amino asitler yönünden yetersiz olup proteinin biyolojik değeri orta düzeydedir.Metionin düzeyide yetersiz olmakla birlikte diğer küspelere oranla daha yüksektir.
İyi kalitede ATK özellikle geviş getiren hayvanlar için değerli yem olup lezzetli olması nedeniyle tüm hayvanlar tarafından sevilerek tüketilir. Süt ineklerine günde 2#8211;2,5 Kg, besi sığırlarına 6 Kg. kadar verilebilir. Yumurta tavuklarında yumurta verimi üzerine olumlu etkisi olduğu bildirilmektedir. Broylerin etini yumuşattığı için bunlar için pek uygun değildir. Broyler karmalarının ham proteinin %15-20 si, yumurtacı tavukların ise %30-35 i rahatlıkla ATK dan sağlanabilir.
BUĞDAY KEPEĞİ
Buğday kepeğinin içerdiği besin maddeleri nedeniyle iki temel diyetetik özelliği vardır. Birincisi ağır ve yoğun yem karmalarını hafifleterek daha lezzetli olmalarını ve sindirimlerini kolaylaştırır. İkincisi laksatatif(yumuşatıcı) etkiye sahip oluşudur. Bu amaçla bütün hayvanların yemlenmesinde kullanılabilir.
Süt ineklerinin yoğun yem karmalarının %25-30 nu oluşturacak düzyde kullanılabilir. Kümes hayvanlarında ise en fazla %15-20 düzeyinde kullanılabilir.
ET UNU
Kesimhanelerde veya et işleme tesislerinde elde edilen et kalıntıları, insan yiyeceği olarak kullanılmaya uygun olmayan etler, çeşitli yöntemlerle rendering tesislerinde işlenip kurutulduktan sonra öğütülerek et unu elde edilir. Et unlarında yağ oranı %18 e kadar çıkar.
Yağ oranı düşük olanlar tercih edilir. Ayrıca et ununun normal olarak %50 den fazla protein içermesi gerekmektedir. Aksi halde kemik karışmış demektir ve et-kemik unu sayılırlar. İyi bir lizin kaynağıdır (%2,6). Kümes kanatlıları ve buzağı gibi gelişmekte olan hayvanların rasyonlarına %3-5 oranında katılabilir. Yem karmasının özellikle lizin yetersizliğini gidermede kullanılır. Yaklaşık %3-4 P ve %7-8 Ca içerdiğinden iyi ve dengeli bir Ca ve P kaynağıdır.
ET KEMİK UNU
Et ,kemik ununun en az %40 ham protein en fazla %10 yağ içermesi gerekir. %10 Ca ve %5-6 P içeriği ile oldukça dengeli bir Ca-P kaynağıdır. Kolay acılaşacağından yağ oranı yüksek istenmez. Gerek çok fazla Ca ve P içermesi gerekse protein kalitesinin düşük olması nedeniyle rasyonlara fazla katılmaz, tek protein kaynağı olarak katılmaz. En çok kümes kanatlıları ve domuz rasyonlarında kullanılır. Karmanın diğer ham maddelerine bağlı olarak %3-5 düzeyinde katılması önerilir.