SICAK STRESİ ALTINDAKİ SÜT İNEKLERİNDE BESLENMENİN ÖNEMİ
Dr. Hulusi AKÇAY
Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi
Özet
Ülkemizin batı ve güney kesimleri yüksek yaz sıcaklıklarının görüldüğü ve yoğun olarak süt sığırcılığı işletmelerinin bulunduğu bölgelerdir. Hayvansal üretimde verimleri belirleyen çevresel etmenlerden birisi de çevre sıcaklığıdır. Yaz aylarında bu bölgelerde görülen ve sıcak stresi oluşturan yüksek sıcaklıklar süt ineklerinde yem tüketimini düşürerek verimlerini ve sağlıklarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu olumsuz etkinin olabildiğince giderilmesi ancak doğru besleme programlarının uygulanması ve bir takım fiziki önlemlerin alınmasıyla giderilebilir. Bu derlemede sıcak stresi altındaki süt ineklerinin beslenmelerinde üzerinde durulması gereken konular ele alınmıştır.
Anahtar kelimeler: Sıcak stresi, süt inekleri, besleme
Importance of Nutrition in Dairy Cattle Under Heat Stress Condition
Abstract
Great majority of dairy cattle farms are predominantly found in the southern and western parts of Turkey with high summer temperature. Ambient temperature is one of the environmental factors restricting the productivity of livestock. High temperature causing heat stress that reduces the feed intake is a threat to the productivity and health of dairy cattle. Proper nutritional management programme and some physical improvements should be implemented in order to eliminate the detrimental effects of heat stress. In this review, nutritional aspects of dairy cattle under heat stress is assessed.
Key Words: Heat stress, dairy cattle, nutrition
Giriş
Yüksek çevre sıcaklığının laktasyondaki ineklerde özellikle de yüksek verimli hayvanlarda süt verimine olan olumsuz etkisi bilinen bir gerçektir. Süt ineklerinde doğumla birlikte başlayan laktasyonun ilk dönemini özel kılan bir çok neden bulunmaktadır. İneklerde süt üretiminin bu dönemde pike ulaşması ve sınırlı yem tüketimi bu dönemin en önemli özelliği ve çözülmesi gereken problemidir. Diğer taraftan, doğum sonrası involüsyon mekanizması çalışmakta, hayvanlar yeni bir kızgınlık için hazırlanmaktadır. Burada geçen süre doğrudan servis periyodu ve buzağılama aralığı gibi süt sığırcılığı işletmelerinde başarının sorgulanmasında kullanılan temel göstergeleri etkilemektedir. Hayvanların bir yandan yıpranan dokularını onararak yeni bir gebelik için vücutlarını hazırlamaları, diğer yandan yoğun bir süt üretimine başlamaları onları yeterince stres içine sokmaktadır. Doğum sonrası dönemde hızlanan metabolizma, hayvanların metabolik ısı üretimlerinde de artışa neden olur. Metabolik ısı üretiminin organizma tarafından dengelenebilmesi, sıcak stresinin oluştuğu koşullarda daha da güç olmakta ve hayvanların laktasyon süt verimi, döl verimi ve sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bunlara ek olarak yaz aylarında artan çevre sıcaklıkları ile hayvanların yem tüketimleri düşmekte ve yem tercihleri değişmektedir. Yüksek çevre sıcaklığından kaynaklanan bu tür olumsuzlukları gidermek için genel olarak; çevrede bir takım fiziki iyileştirmelerle (gölgelikler ve serinletici fan uygulamaları), uygun genotip seçmeye çalışarak (yüksek çevre sıcaklıklarına karşı daha dayanıklı genotipler veya ırkların kullanımı) veya uygun rasyonlar hazırlanarak birçok çalışma yürütülmüştür.5, 6, 7, 12, 14, 17, 22, 23, 28, 29, 31
Bu genel bilgilerin ışığı altında, sıcaklık stresi altındaki süt ineklerinin beslenmelerinde rasyon düzenlerken dikkat edilmesi gereken ayrıntılar bu derlemede vurgulanmaya çalışılmıştır.
1.Termonötral Kuşak Kavramı
Hayvanlar, çevresindeki bir dizi fiziksel ve ps**olojik faktörlerle iç içe yaşarlar. Fiziksel faktörler içerisinde sıcak veya soğuk, nemlilik veya kuruluk, dinginlik veya fırtına, açık veya bulutlu hava gibi atmosfer özellikleri ile iklim koşulları önemli bir yer tutar. Ekstrem iklim koşulları hayvanın verimi ve sağlığı üzerinde büyük değişikliklere yol açabilir.24
İklim koşullarından hava sıcaklığı diğer bir deyişle termal çevre; rüzgâr, yağış, nem ve radyasyon ile etkinliği değişerek, hayvan performansı üzerine doğrudan yansır. Çünkü, hayvanlardaki büyüme, besi, üreme, et ve süt gibi verim performansı, diğer bir anlatımla yemi verimlere çevirme gücü, termal çevre ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. Aslında, termal çevre etkisi, çeşitli iklimsel olayları birleştiren etkin çevre sıcaklığı (EÇS) olarak tanımlanabilir.24 Hayvanlar, yem tüketimini, metabolizmasını ve ısı salımını ayarlayarak EÇS içerisindeki iklimsel değişikliklere uyum sağlayabilmektedir.24
Vücut sıcaklıkları bakımından poikilotermik ve homeotermik olmak üzere hayvanlar alemi iki ana gruba ayrılabilir. Poikilotermik hayvanlar, vücut sıcaklıkları bulunduğu ortama uyan soğuk kanlı hayvanlar olarak bilinmektedirler. Homeotermik hayvanlar ise, değişen çevre koşullarına karşı vücut sıcaklıklarını koruyan sıcak kanlı hayvanlar olarak sınıflandırılmaktadır. Bu gruba giren hayvanlar çevreden aldıkları veya çevreye yaydıkları ısıyı, metabolizmaları tarafından üretilen ısı ile birlikte dengeleyerek vücut sıcaklıklarını sabit tutmaya çalışırlar.24
Homeotermik hayvanlar için optimum verim ve performansın sağlandığı aralık (D - E), vücudun ne serinletilmesi ne de sıcaklığının korunması için herhangi bir ek enerjiye gereksinim duyulmadığı aralık olarak ifade edilebilir. Yeni doğmuş buzağılar dışında süt sığırlarında en yüksek enerji etkinliğinin sağlandığı optimum verim ve performansa ilişkin sıcaklık sınırları 13-18#730;C (D-E) olarak bildirilmesine karşın, 5-25#730;C (C-F) arasındaki çevre sıcaklıklarında da yem tüketimi ile çeşitli fizyolojik mekanizmaların fazla etkilenmeyeceği belirtilmektedir (24). Laktasyondaki süt inekleri için tahmin edilen sınırlara ilişkin değerler; Berman ve ark., (1985) tarafından üst kritik sıcaklık için 25-26#730;C (F) arasında bildirilirken, Johnson (1987) e atfen West, (2003) tarafından da termonötral kuşak -0.5 (C) ile 20#730;C (F) arasında tahmin edilmiştir. Son zamanlarda çevre sıcaklığı ile oransal nem düzeyinin bir fonksiyonu olarak hesaplanan indeks değeri (Temperature Humidity Index-THI) sıcak stresinin ifade edilmesinde kullanılmaktadır. Buna göre, hayvanlar için termonötral kuşağın üst sınırı 70, orta derece sıcak stresi için 70 ; THI < 74, sıcak stresi için 74 ; THI < 77 ve ciddi derecedeki sıcak stresi için de THI ; 77 olarak bildirilmektedir.13
2. Hayvanların Fizyolojik Tepkileri
Homeotermik hayvanların değişen çevre sıcaklıklarına karşı, vücut sıcaklıklarını ayarlama yetenekleri evrimsel bir uyumun göstergesidir. Burada, çevre sıcaklığı vücuttaki fizyolojik işlemlerin kontrol edilmesinde bir sinyal olarak işlev görmektedir.4 Merkez sinir sisteminde bulunan peripheral termoreseptörler ve termosensitive üniteler bu sinyalleri taşırlar. Isınan hipotalamusun preoptik bölgesi bütün mevcut fizyolojik ve davranışsal ısı kaybı mekanizmalarını aktive eder.4, 26 Sıcak stresi hipotalamusun ön bölgesindeki soğutma merkezini etkileyerek medial tokluk merkezini uyarır ve lateral iştah merkezini engeller. Bu da yem tüketimini dolayısıyla da süt verimini düşürür. Genel olarak hayvanların sıcak stresine karşı homeostatik tepkileri, solunum sayısının artması, kalp atış hızının düşmesi ve terlemenin artması olarak ifade edilebilir.26, 33
3. Süt İneklerinin Sıcak Stresinde Beslenmeleri
Yukarıda açıklanan bilgiler ışığında sıcak stresinin görüldüğü yaz aylarında rasyonların titizlikle düzenlenmesi hem işletmedeki hayvanların sıcaktan daha az zarar görmelerini sağlayacak hem de üretimde oluşacak kayıpları önlediği için işletme kârlılığını arttıracaktır. Bu dönemde beslemeye ilişkin pratik olarak yapılabilecek düzenlemeler aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
Su Gereksinimi
Süt ineklerinin su gereksinimleri hayvanların ırk, yaş, kuru madde tüketimi, canlı ağırlığı, tükettikleri rasyonun kuru madde düzeyi ve miktarı, çevre faktörleri (sıcaklık, bağıl nem vb), süt verimleri, gebelik durumu gibi bir çok etmene bağlı olarak değişebilmektedir.11 Sıcak stresi altındaki süt ineklerinin yoğun terledikleri de bilinmektedir.4, 8 Çizelge 1#8217;de çevre sıcaklığındaki artış ile su tüketimi arasındaki ilişkiler verilmiştir. Ayrıca süt ineklerinin ürettikleri sütün büyük bir bölümünü suyun oluşturduğu düşünülecek olursa, sıcak stresi altındaki hayvanlarda suyun yaşamsal işlevi daha iyi değerlendirilebilir. Bu nedenle, sıcak yaz aylarında hayvanlara sürekli temiz su sağlanmalı ve suluklar hayvanların her zaman rahatça ulaşabildikleri yerlerde kurulmalıdır. Suluklardaki suyun da ısınmasını engellemek için gölgelik altında yerleştirilmesinde yarar olacaktır. İdeal içme suyu sıcaklığı 13-19#730;C (55-65#730;F) olarak önerilmektedir.3
Kuru Madde Tüketimi
Süt ineklerinde sıcak yaz aylarında uygulanan besleme programları incelendiğinde, çoğunlukla iyi bir gebelik oranının ya da sorunsuz bir döl veriminin sağlanmaya çalışıldığı, düşük oranda yaz asidoz sendromu (Summer Acidosis Syndrome-SAS) olgularının öngörüldüğü, sıcak stresinin etkin olduğu dönemde dalgalanmayan sürü süt verimi ve süt bileşimi (yağ, protein vb.) ile daha düşük laminitis vakalarının hedeflendiği görülmektedir.17, 18, 30 Buradaki ortak payda, yüksek çevre sıcaklığı nedeniyle düşen kuru madde alımı (dolayısıyla verimler) ya da kuru madde tüketimini arttırmak amacıyla alınan önlemlerden kaynaklanan sorunlardır. Çevre sıcaklığı ile kuru madde tüketimi arasındaki ilişkiyi vurgulamak için, Çizelge 1 de 600 kg canlı ağırlığında ve 27 kg süt verimi olan bir ineğin farklı sıcaklık derecelerinde tükettiği kuru madde ve su miktarları ile ürettiği süt miktarları verilmiştir.24
Çizelge 1. Çevre sıcaklığına bağlı olarak süt ineklerinin kuru madde (KM) ve su tüketimleri ile süt verimleri (SV), kg.
Belirlenen miktarlar
________________________________________
Sıcaklık,#730;C-%Değişima -KM gereksinimib-KM - SV - Su
________________________________________
-20 151 21.3 20.4 20 51
________________________________________
-15 133 20.2 20.0 23 55
________________________________________
-10 126 19.8 19.8 25 58
________________________________________
-5 118 19.3 19.3 27 63
________________________________________
0 110 18.8 18.8 27 64
________________________________________
5 103 18.4 18.4 27 67
________________________________________
10 100 18.2 18.2 27 67
________________________________________
15 100 18.2 18.2 27 67
________________________________________
20 100 18.2 18.2 27 68
________________________________________
25 104 18.4 17.7 25 74
________________________________________
30 111 18.9 16.9 23 79
________________________________________
35 120 19.4 16.7 18 120
________________________________________
40 132 20.2 10.2 12 106
________________________________________
a: Yaşama payı kuru madde gereksiniminde oransal değişimin %#8217;si (18-20#730;C arasındaki yaşama payı KM gereksinimi 100 kabul edilmiştir)
b: Yaşama payı + 27 kg %3.7 yağlı süt verimi için tüketilmesi gerekli KM
Çizelge 1 de görüleceği gibi çevre sıcaklığı arttıkça kuru madde tüketimi azalmakta ve hayvanlar kendileri için gerekli besin maddelerini alamadıkları için de süt verimleri ciddi anlamda düşmektedir. Sıcağın derecesine ve rasyonun bileşimine bağlı olarak kuru madde tüketimlerinin %5-25 düzeylerinde düştüğü bildirilmektedir.20, 25
Yaz aylarındaki sıcak yalnız hayvanları etkilemekle kalmaz, ruminantların beslenmesinde önemli bir yer sahip kaba yemlerin de kalitesini olumsuz yönde etkiler. Kaba yem kalitesinin bu şekilde düşmesi hayvanların yem tüketimini de düşürmektedir. Kaba yemlerde sıcaklığın etkisi ile özellikle yapısal karbonhidrat düzeylerindeki artış, hayvanlarda metabolik ısı üretimini arttırdığı için bu şekilde kalitesini yitirmiş kaba yemler hayvanlara verilirken dikkatli olunmalıdır.19, 30 Stres altındaki hayvana kalitesiz kaba yemleri vermek yerine, yonca gibi yaz aylarında yetişen baklagil otlarını vermek, mısır silajından yararlanmak daha doğru bir yaklaşımdır.10 Bununla birlikte rasyonun kaba / karma yem oranının iyi dengelenmesi gerekir. Rasyondaki kaba yem oranı düşürülerek, karma yemin oransal olarak arttırılması bu dönemde yem tüketimini arttırmak ve oluşan enerji açığının giderilmesinde ilk akla gelen düzenlemelerden birisidir.12, 14, 22, 28 Sıcak dönemde yürütülen bir çalışmada2, hayvanlar kaba yem düzeyinin düşük olduğu rasyonlara yönelmişler ve bu rasyonlarda ham besin maddelerinin sindirilme dereceleri yüksek kaba yem tüketen gruptan daha yüksek bulunmuştur. Aynı çalışmada azot dengelerine de bakılmış, düşük kaba yem tüketen hayvanlarda azot dengesi değerleri daha yüksek belirlenmiştir.
Protein Gereksinimi
Rasyondaki protein eksikliği süt verimine hemen etki eder ve süt verimini düşürür. Sıcak stresi altında yürütülen bir çalışmada (30), yeterli (%14.3) ve yüksek (%20.8) düzeyde protein içeren rasyonlar verilmiş, yüksek protein içeren rasyonla beslenen hayvanların süt verimleri %6 düzeyinde artmıştır. Ancak yüksek proteinli besleme programları hayvanların döl veriminde çeşitli sorunlara neden olabilmektedir. Bir diğer çalışmada28, orta (%17.5) ve yüksek (%23.1) düzeyde protein içeren rasyonlarla beslenen hayvanlarda ilk tohumlamada gebelik oranlarına bakılmış, yüksek protein içeren rasyonlarla beslenen hayvanların daha düşük gebelik oranına sahip olduğu görülmüştür. Bu nedenle yaz dönemi beslemesinde protein düzeylerinin iyi dengelenmiş olması önemlidir. Diğer yandan rasyondaki yıkılabilir protein düzeyinin ham proteinin % 61 inden az olması önerilmektedir.16, 25, 30 Proteinin kalitesi de önemli bir unsurdur ve bunu belirleyen en önemli amino asitlerden birisi de lisindir.25, 30
Enerji Gereksinimi
Süt ineklerinin sıcak dönemlerde artan solunum sayıları, terleme gibi fonksiyonlar için harcadıkları enerji miktarı onların yaşama payı enerji gereksinimlerini arttırmaktadır. Çevre sıcaklığının 20 C den 35C ye çıkması ile birlikte süt ineklerinde yaşama payı enerji gereksiniminin %20 düzeylerinde arttığı bildirilmektedir.24 Yaşama payında gereksinim duyulan bu ek enerjiye karşın diğer yandan düşen kuru madde tüketimi ile hayvanların enerji alımları olumsuz etkilenmektedir. Bir çalışmada17, sıcak stresiyle hayvanlarda rumen hareketlerinin azaldığı ve rumende üretilen uçucu yağ asitleri miktarlarının düştüğü bildirilmektedir. Bu bilgilerin ışığı altında gelinen nokta, karşılanamayan enerji gereksinimidir. Bu enerji açığı kapatmanın en kolay yollarından biri rasyondaki kaba / karma yem oranı yukarıda açıklandığı gibi tekrar gözden geçirilerek, rasyondaki karma yem oranı yükseltilerek enerji gereksinimi karşılanmasıdır. Diğer önerilen yol ise rasyonlara yağ eklenmesidir.6, 7, 16
Vitamin ve Mineral Gereksinimi
Sıcak koşullarda süt sığırlarının verimlerini sürdürebilmeleri için bir takım vitamin ve minerallere olan gereksinimleri değişebilmektedir.
Yapılan bir çalışmada, sıcak dönemlerde özellikle niasince rasyonun zenginleştirilmesi, süt miktarı ve bileşimini etkilememesine rağmen hayvanın solunum sayısını ve vücut sıcaklığını düşürdüğü bildirilmiştir.9
Sıcak stresi altındaki hayvanların diğer bir sorunu da, terleme ile vücut sıcaklıklarını sabit bir düzeyde tutmaya çalışırken vücutlarından attıkları mineral madde miktarlarında görülen artışlardır. Bu nedenle sıcak stresi altındaki hayvanların Na, K, Mg, Cl gibi mineral madde gereksinimleri de dikkate alınması gereken diğer bir konudur. Bununla birlikte azalan kuru madde tüketimi ve düşen kaba yem tüketimi, ruminasyonu azaltacağından tükrük yolu ile rumene gelen HCO3 miktarında da düşmeler görülmektedir.32 Bu nedenle hazırlanan rasyonlarda sodyum bikarbonat gibi tampon etkili maddeler önem kazanır. Rasyondaki anyon katyon dengesi ve dolaylı olarak kandaki asit baz dengesinin sağlanması sıcak dönemdeki verimleri olumlu yönde etkilemektedir. Uygun olarak hazırlanmış rasyonlarla beslenen hayvanların daha az strese girdiği ve verimlerin çevre sıcaklığından daha az etkilendiği bilinmektedir.33
Sonuç
Hayvanların kuru madde tüketimlerini sürekli izlemek, hayvanların verimliliklerini değerlendirmede en etkili yollardan biri gibi görünmektedir. Özellikle sıcak yaz aylarında kuru madde tüketimlerinde düşme gözleniyorsa rasyonlar gözden geçirilip yeniden düzenlenmelidir. Düşen kuru madde tüketimini teşvik etmek için iştah arttırıcı maddeler kullanılabilir. Yemleme zamanları ise hayvanların rahat yem tüketebilecekleri serin saatlere alınabilir. Hayvanlar için yaşamsal önemi olan su, temiz ve elverdiğince serin olmalı ve hayvanların her istediklerinde ulaşabilecekleri bir yerde sürekli bulundurulmalıdır. Sodyum, potasyum, klor, magnezyum gibi mineral maddeler ile tampon etkili maddeler rasyonlara eklenmelidir. Düşen rumen faaliyetlerini güçlendirmek için bu dönemde maya kullanılabilir. Hayvanlardaki enerji açığını gidermek için by-pass etkili enerji kaynaklarından yararlanmak hem rumendeki sindirim dengesini bozmaz hem de gerekli olan enerjiyi karşılayabilir.