logo
Welcome Guest! To enable all features please Giriş or Kayıt.

Bildirim

Icon
Error

Administrator
#1 Gönderildi : 15 Mayıs 2012 Salı 09:06:00(UTC)
Administrator

Sıralama: Administration

Gruplar: Administrators
Katılan: 17.04.2012(UTC)
Mesajlar: 0

KEÇİ RASYONU

Keçilerin beslenmelerinde önemle durulması gereken bir konu da uygulanmakta olan besleme düzeninde ani değişikliklerden kaçınılmasıdır. Kaba yeme dayalı bir besleme düzeninden kesif yeme geçilmesi veya bunun tersi durumda kesinlikle bir alıştırma dönemi beslemesinin gerektiği, aksi halde çeşitli sindirim sorunlarının ortaya çıkabileceği unutulmamalıdır.

Keçiler yeterli miktarda kaba ve kesif yem sağlanması durumunda yem tüketiminde seçici davranan hayvanlardır. Özellikle kaba yemlerin daha taze ve gevrek kısımlarını tüketip sert kısımlarını bırakırlar. Bu nedenle kaba yemin kıyılarak verilmesi tavsiye edilir.

Enerji Gereksinimleri

Tüm yaşam enerji gerektirmektedir. Hayvanın hareket etmesi, vücut sıcaklığını belli bir düzeyde tutması, yavrularını beslemesi ve kendi organizmasına gerekli materyali sağlaması enerji gerektirmektedir. Bu enerjinin kaynağı yiyecekler ve havadır. Yiyeceklerin ısı ve enerjiye dönüşmesi için gerekli oksijen hava ile sağlanır. Yiyeceklerin sahip oldukları potan siyel enerjinin bir kısmı sindirim prosessüslerinde tüketilir; bir kısmı organizma tarafından kullanılır ve alınan fazla enerji ileride kullanılmak üze re değişik fosfat bileşikleri biçiminde depolanır.

Biz keçilerimizi yalnız onların yaşamını sürdürmek için değil, üretim için de besliyoruz. Keçiler yaşama payı rasyonlarına ek olarak, üretimin kalitesine ve türüne uygun olarak bir rasyon almalıdırlar.

Keçilerin yaşama payı enerji gereksinmelerini bir çok etmen etkilemektedir. Çevre koşulları yaşama payı enerji gereksinmelerinin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Öte yandan, keçiler diğer hayvanlardan daha aktiftirler. Sıçramayı ve koşup oynamayı severler. Sonuç olarak yaşama payı enerji gereksinmeleri bu yüksek aktiviteye yansıtılmalıdır. Buna ek olarak, keçiler diğer türlerden çok daha uzun süre yürürler. Sığırlar ve koyunlar günde 5.3 - 6.1 km#8217;de dolaşırken, keçiler günde ortalama olarak 9-10 km gezinirler. İşte gerek yaşamın devamı ve gerekse verimin sağlanması için günlük gerekli enerjinin hayvana sağlanması gerekir. Aksi durumda enerji yetersizliğine bağlı arazlar ortaya çıkmaktadır.

Beslenmeye bağlı bazı hastalıklar

- Rumen asidozu

- Rumen timpanisi

- Gebelik toksemisi

- Abortlar (düşük)

- Enterotoksemi

- Po****is penis yangısı

- Hipokalsemi

- Urolithiasis

- Beyaz kas hastalığı

- Üre zehirlenmesi-alkolosiz

Keçi rasyonlarında enerji yetersizliği en önemli ortak eks**liktir. Böyle bir yetersizlik var olduğu zaman, büyümede gerileme, ağırlık artışında aksama, gebelik oranlarında düşme, zayıf veya ölü yavrulama, verimlilikte düşme, süt veriminde gerileme, laktasyon periodun da kısalma, parazitlere ve hastalıklara karşı direnç azalması gözlenmektedir.

Vücudun gerekli enerjisinin hemen hemen tümü, karbonhidratlardan ve yağlardan sağlanmaktadır. Ancak küçük bir bölümü protein kataboliz masından gelmektedir.

Keçilerin rumenlerinde bulunan değişik tipteki mikroorganizmalar, kompleks karbonhidratların çoğunun sindiriminde esas rol oynarlar. Yiyeceklerden gelen total enerjinin % 60 - 70#8217;i karbonhidratlardan ve yağlar dan gelmektedir. Karbonhidratların rumende yıkılması sonucu oluşan uçucu yağ asitleri (asetik asit, propionik asit ve bütirik asit) rumenden emilmekte ve enerji amacıyla kullanılmaktadır. Bu asitler enerji gereksinmelerinin % 40#8217;ını kapatabilirler. Uçucu yağ asitleri rumen düzeyinde büyük miktarda emilirler ve hemen ara metabolizmada kullanılırlar.

Yağlar, yağda eriyen vitaminlerin ve diğer yağda eriyen maddelerin taşıyıcısı olarak hizmet görürlersede, konsantre enerji kaynağı olarak ta kullanılırlar. Genel olarak, yağlardan gelen enerji karbonhidratların enerjisinin 2.25 katı daha fazladır. Bununla beraber, rasyonlarda yağın aşırı miktarı lezzetliliği düşürmekte, rasyon oksidasyona karşı daha duyarlı olmakta ve hayvanlarda ise sindirim bozukluklarına neden olmaktadır.

Öte yandan, keçiler yemlerini ineklerden daha etkin bir biçimde süte dönüştürürler. Genellikle keçiler aynı miktar besin maddesinden, ineklere nazaran daha fazla, süt oluştururlar.

Keçiler yaşama payı için ineklerden daha az ve sindirim ve metabolizma için daha fazla yem tüketirler. Bu olgular doğrudur. 45 -46 kg canlı ağırlıktaki bir keçinin küçük bir gayretle 2.2 - 2.3 litre süt oluşturduğu ve 450-460 kg canlı ağırlıktaki bir ineğin yaklaşık günde 9-10 litre süt mey dana getirdiği bilinmektedir. Sütteki besin maddeleri verilen yemlerdeki besin maddelerinden kaynaklanmaktadır. Her 100 kg canlı ağırlık için keçi, aynı canlı ağırlık için bir inekten günde iki kattan daha çok yem tüketir, çiğner, sindirir ve metabolize eder. Tüm bu prosessüsler enerji gerektirmektedir.

Aşağıda ergin keçiler (rasyon I ) ve oğlaklar için (Rasyon II ) yoğun yem karışımı örneği verilmiştir.




Rasyon-I Rasyon-II

Mısır - 40

Buğday - 34

Arpa 78 -

Ayçiçeği Toh. Küspesi 20 24

Mermer tozu 1.4 1.4

Tuz 0.5 0.5

Vit+mineral karması 0.1 0.1

ME kcal/kg 2800 2800

Ham Protein (%) 14 14



Diğer karışım örnekleri

50 kg canlı ağırlığında günde 3-4 kg süt veren keçiye aşağıdaki yem reçeteleri verilebilir.

a) b) c)
1 kg kuru yonca 1.5 kg kuru ot 3-4 kg yeşil çayırotu

0.5 kg saman 1.5 kg kepek 0.5 kg kesif yem karması

0.5 kg arpa kırması 3-4 kg yeşil ot --------


0.5 kg kepek ------- --------

2 kg hayvan pancarı ------- --------


Protein Gereksinmesi
Genel olarak ruminantlarda sindirim aygıtının özelliği nedeniyle, protein kalitesi sorunu yoktur. Keçiler de ruminantlar ailesindendir. Rumenlerindeki mikroorganizmalar yiyeceklerin proteinlerini dezamine ederler. Oluşan nitrojen fragmanlarını kendi vücut proteinlerinin sentezi için kullanırlar. Ayrıca kalan karbon iskeleti de ya protein veya enerji üretimi için kullanabilirler. Rumende yoğun protein yıkımı nedeniyle keçilerde yem protein kalitesi az önemlidir. Protein veya protein prekürsörü miktarı, keçilerin son ürünleri olan et ve süt yüksek düzeyde protein içerdiğinden, keçilerin beslenmesinde önemli bir faktördür.

Keçilerin ve diğer ruminantların sindirim aygıtı, ayrıca amonyak ve üre gibi azotlu basit bileşikleri kullanabilen bakteri içermekte ve anılan bileşikleri gerçek proteinlere dönüştürmektedir. Bu gibi mikrobial proteinler yüksek düzeyde sindirilebilirler.

Süt keçilerinin protein gereksinmeleri süt ineklerininkilere benzerdir. Laktasyon, fazla enerji ve protein istediğinden rasyon, maksimum üretim meydana getirecek şekilde formüllendirilmelidir.

Rumendeki mikroorganizmalar mevcut çevrede bulunan uygun prekürsörlerden itibaren protein sentezlerler. Bu maddeler arasında en önemlileri protein tabiatında olmayan azotlu NPN dediğimiz bileşiklerdir. Bu bileşikler mikrobial protein sentezleyecek kükürt ve yeterli enerji ile birlikte keçi rasyonlarında kullanılabilmektedir. NPN bileşikleri verilirken, ortamda daha önce enerjinin bulunması gerekir. Bunu sağlamak için hayvanlara enerji kaynaklarından kolayca parçalanabilen karbonhidrat vermelidir. Bununla beraber, NPN bileşikleri süt veren süt keçilerinin rasyonlarına eklenmemelidir.

Üre süt veren dişilere verileceği zaman, üre zehirlenmesine ilişkin pek çok olay rapor edilmiştir. Öte yandan, üre Ankara keçileri için başarı ile kullanılmaktadır. Üre Ankara keçilerinin kuru yemlerine ekleneceği zaman, ek proteinin 1/3#8217;ünden fazla yer almamalıdır. Kükürt, genellikle rasyon azotunun 1 : 10#8217;u kadar olacak düzeyde üreli rasyorılara katılmalıdır.

Öte yandan, selüloz parçalayan bakterilerin büyümesi ve çoğalması için, rasyonda minimum % 5 ham protein bulunmalıdır; şayet proteinlerin oranı daha yüksekse, selülozun yıkım hızı artabilmekte, fakat protein yüzdesi çok yüksek olduğu zaman, bu sindirim randımanı fazla NH (amonyak) üretimi nedeniyle düşmektedir.

Genç ot, yaşlı ottan daha fazla NH (amonyak) oluşturmaktadır zira hücre zarları daha hızlı bir biçimde parçalanırlar ve böylece içeriklerini serbestleştirirler. İçeriklerinin serbest amino asid içeriği önemli ölçüde yüksektir. NPN bileşiklerinden olan ürenin rumende hidrolizi özellikle hızlıdır. Şayet rumende aynı zamanda kolay sindirilebilen karbonhidratlar yoksa, serbestleşen NH miktarları çok önemlidirler. Proteinlerin yıkımı yavaş yavaş yapıldığı zaman, amonyağın büyük bir kısmı amino asid sentezi için bakteriler tarafından kullanılabilmektedir.

Çoğunlukla kullanılan en iyi ek protein kaynakları keten tohumu küspesi, soya küspesi, kuru bira mayası ve pamuk tohumu küspesidir. En iyi ekonomik protein kaynaklarından biri iyi kaliteli yonca kuruotu, kuruot, küb veya pelet haline getirilmiş yemlerdir. Bu, ya ayrı ayrı olarak verilir veya rasyonun kasi yem miktarına uygun miktarda karıştırılır. Kurutulmuş yonca çok mükemmel bir protein kaynağıdır.

Sabahları keçi ağıllarındaki ağır amonyak kokusu, rasyondaki proteinleri bozukluğunu veya çok fazla olduğunu ve bunun doğal sonucu olarak aşırı azot ekskresyonunu gösteren yararlı bir belirtidir. Salık verilen miktarda yem alan bir keçinin büyümesi veya süt miktarı beklenenden aşağı düşerse, en etkini rasyondaki proteinin biçimini değiştirmektir.

Sonuç olarak keçilere orta miktarlarda ve değişik biçimlerde protein verilirse, daha ekonomik olarak değerlendirilirler. Pratikte aşağıdaki miktarlar salık verilmektedir.

Büyüme için 1 kısım sindirilir ham protein + 7 kısım NB

Yaşama payı için 1 kısım sindirilir ham protein + 10 kısım NB

Süt üretimi için : 227 gr sindirilir ham protein + 1476 NB 4.50 litre süt için yeterlidir.

Bu miktarlar, şayet taze ot veya kuru ot ve yahut hububatça zengin bir karışım halinde verilirse, çok uygun bir yemleme oluşturacaktır. Şayet küspe olarak verilirse, çok düşük miktarı gereksinmeyi karşılayacaktır.



Tekelerin Beslenmesi: Dişilere nazaran daha kuvvetli beslemek gerekir. İyi kaliteli kuru ot, yulaf, arpa kırması, veya kesif yem verilmelidir. Normal zamanlarda 0,5-1 kg , aşım zamanında 1-1,5 kg kesif yem verilmelidir. Aşım dönemlerinde yemlerin içine yumurta sarısı karıştırılabilir. Ayrıca karmalara vitamin, kireç ve tuz konmalıdır. Ergin bir hayvan günde 10 lt. su içer.Yemlemeden yarım saat önce ve sonra su verilmelidir. Tekeler aşım zamanında zayıf veya şişman olmamalıdır.Boynuzsuz ana ile boynuzsuz baba kesinlikle çiftleştirilmemelidir. (Boynuzsuzluk dominanttır.) Bunlardan olan dişiler infertildir.



Not: Keçilerde protein yetersizliğine ilişkin belirtiler iştahsızlık, ağırlık kaybı, büyümede gerileme, süt veriminde düşme ve tek yavru oluşturma biçiminde ortaya çıkarlar. Ciddi yokluklar, sindirim yetersizliğine, anemi ye veya ödemlere neden olmaktadır.
20170405yuanyuan
#2 Gönderildi : 5 Nisan 2017 Çarşamba 06:19:41(UTC)
20170405yuanyuan

Sıralama: Newbie

Gruplar: Registered
Katılan: 5.04.2017(UTC)
Mesajlar: 0
Konum: ss

20170612yueqin
#3 Gönderildi : 12 Haziran 2017 Pazartesi 08:56:45(UTC)
20170612yueqin

Sıralama: Newbie

Gruplar: Registered
Katılan: 12.06.2017(UTC)
Mesajlar: 0

Bu konudaki kullanıcılar
Guest
Forumu Atla  
Bu foruma yeni konular postalayamazsınız.
Bu forumda ki konulara yeni posta gönderemezsiniz.
Bu forumdaki postalarınızı silemezsiniz.
Bu forumdaki postalarınızı düzenleyemezsiniz.
Bu forumda anketler yaratamazsınız.
Bu forumdaki anketlere oy veremezsiniz.